21 Kasım 2011 Pazartesi

Önemli Olan (Ellerinin) Boyu Değil,İşlevi (Beşiktaş - Galatasaray)

Fatih Terim,beklendiği gibi beraberlik isteyen bir kadroyla çıktı sahaya. İnönü deplasmanında,genelde diğer maçlarda orta sahadaki pas trafiğinin son halkası haline gelen Sabri'nin yedek oturması da topu ayağında tutmak isteyen Galatasaray için mantıklı tercihti. Elmander ileride yalnız kaldığı için genelde aldığı toplar kısa sürede Beşiktaş'a geçtiğinden ilk yarıda Galatasaray pek de etkili değildi.

Elleri küçük olduğu için başka bahane bulamayanlar tarafından eleştirilen Muslera,boşuna dünyanın en iyi 7. kalecisi seçilmediğini gösterdi dün. Gerek yer tutuşu,gerekse Sivok'un kafası ve son saniyedeki Riera'nın ters topunda gösterdiği reflekslerle iyi kaleci olduğunu bir kez daha ispatladı. Maçtan sonra beraberliği kurtaranların başında gelen Muslera'nın gösterdiği performansın bir iki cümleyle geçiştirilmesi de manidar.

Oyuna sonradan girenler pek varlık gösteremedi Galatasaray'da ki zaten Riera kendisi gibi oynadı,Sabri de girdikten 10 dakika sonra çıktı. 65. dakikada son değişiklik olarak Baros'un girmesi de Fatih Terim adına ilginç bir tercihti.

Maçtaki Galatasaray adına en etkili hücumda topun Hakan Balta'yla buluşması da genelde o noktalara gitmemek için büyük çaba sarfeden futbolcu için "Keşke bu pozisyonda da orda o olmasaydı" dedirtti. Vuruş olarak açısını Cenk çok iyi kapattı ama Kazım'a atmaya çalıştığı pas da o derbide forma giyen bir futbolcuya yakışmadı.

Maçta iki oyuncunun sakatlanarak oyundan çıkması maçın kıran kırana geçtiğinin göstergesiydi. Maçın içinde de derbilerde beklenen gergin ortam saha içinde oluşmadı. Maçtaki tek gergin ortam Van için örnek davranış oluşturmaya çalışanların Eboue'ye yaptığı çirkin davranış sırasında oldu. Maçtan sonra televizyonlardaki yorumlarda sahaya pet şişeleri,çakmakları fırlatan taraftar yerine,o şişe kafasına gelmeden yerde yattığı için Eboue'nin eleştirilmesi de şike olaylarına adını bir türlü karıştıramadıkları Galatasaray'ı başka yollardan karıştırmaya çalışılmasının bir kanıtı gibiydi.

Her ne olursa olsun İnönü deplasmanından beraberlikle dönmek kötü sonuç değil. Baros'un form tutmasıyla daha fazla dakika alacağını düşünüp gol yollarındaki sıkıntıyı biraz olsun azaltacağını düşünürsek Galatasaray'ı daha az sıkıntılı günler bekliyor ileride.

H. Furkan Ahi



5 Kasım 2011 Cumartesi

Tek Eksik Gol (Galatasaray - Mersin İY)

Geçtiğimiz haftalardaki Süper Lig maçlarının geneline baktığımızda bu maçın onlara oranla çok çok zevkli geçtiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tabi bu söylediklerimiz futbol severlerin geneli adına. Aynı şeyi Galatasaraylılar adına söylemek mümkün değil.

Galatasaray belki de bu sezonun en çok pozisyona girdiği 90 dakikasını oynadı. Ama evinde oynadığı her maç en az 2 gol atan takım bu maçta golü bir türlü bulamadı.

Transferlerin en kötüsü Riera bu maçta da görüntüsünü bozmadı. Zaten ilk yarının son dakikasında oluşan penaltı da onun topu kaybetmesinden oluştu.

Penaltıyı kurtardıktan sonra Muslera'nın hırslı sevinciyle beraber gözlerinin dolması , onun da medyada oluşturulan gereksiz eleştirilerden ister istemez etkilendiğini gösteriyordu.

Enduka'nın kaçırması atmasından zor olan pozisyonda topu direğe vurmasından sonra maçın kader anı bu diye düşünmüştüm. Aslında öyle de oldu. O pozisyondan sonra Galatasaray ilerleyen dakikaların da etkisiyle rakip kaleye daha sık gelmeye başladı ama o top bir türlü ağlarla buluşmadı.

Enduka'nın pozisyonunun benzerini kaçıran Elmander bugün şanssızlığıyla göze çarptı. Sabri'nin olmadığı bir takımın pas trafiğinin çok güzel işlediğini ve Eboue'nin gerçek yerinin sağ bek olduğunu gördük bu maçta. İkinci yarıdaki kadroda Kazım takımın aksayan tek ismiydi. Hızlı atağa çıkmaya çalışan takımın bir çok pozisyonunu ayağına top geldiği zaman el freni çeker gibi yavaşlattı çoğu zaman. Ayhan oyuna girdikten sonra ileri çıkan Melo'da "acaba Selçuk'la daha sık mı yer değişseler" sorusunu getirdi aklımıza dikine oynadığı toplarla.

Fenerbahçe'nin 3 puan kaybettiği bu hafta,kendi evinde kazanması tabi ki çok güzel olacaktı Galatasaray'ın ama sonuçta alınan 1 puan. Kaybedilen 2 puanı sonradan çok arayabileceğimiz gibi,bu kazanılan 1 puan da    daha fazla önem arzedebilir ilerleyen haftalarda

Bugünkü güzel şeylerden biri de Galatasaray'ın kazanma azmi , pozisyon bolluğu ve Semih Kaya'ydı. "Bu adamlar Galatasaray'da oynuyor,tabi ki bu kadar hırslı olacaklar" diyebilirsiniz ama geçen seneki takımdan sonra takımı bu halde görmek gerçekten mutluluk verici. Semih'in de bu performansını gördükten sonra Bülent Korkmaz Hamburg maçlarında Kewell'ı stoper oynatmanın pişmanlığını yaşıyordur herhalde. Taraftar soru işaretleriyle izlemeye başlasa da Semih'i,bugünkü görüntüsüyle Gökhan'dan ve Servet'ten daha güven veren bir görüntüsü vardı.

Milli maç arasından sonra bu sezonun şimdiye kadarki en ciddi sınavı olan Beşiktaş deplasmanı var. Takım Milli maçlardan sonra sakatlıklardan dolayı eksilmezse , iyileşenlerle beraber daha iyi performans gösterecektir İnönü'de.

Galatasaray futbol olarak doğru yolda ilerliyor. Orta sahayla forvet arasındaki uyum da arttığı zaman bu takım bugünkünden daha fazla rakip sahada oynamaya başlayacak ve daha fazla gol bulacak. Kazanma alışkanlığını elde eden bir Galatasaray bu ligde kolay kolay fire vermez.

Furkan Ahi

2 Kasım 2011 Çarşamba

03.11.2011 PERŞEMBE KUPONU

569 - Lazio - Zurich : 1 (1.30)

Ligde yoluna dolu dizgin devam eden Lazio , kupada istediği sonuçları alamıyor fakat grupta az da olsa kendilerini rahatlatabilmek adına bu maçı kazanmak zorundalar. Lazio gibi rakibine oranla daha güçlü olan takımın Zurich'e puan kaptıracağını zannetmiyorum.

571 - Mac. Tel Aviv - Stoke City 2 (2.10)

İngiliz ekibi grubun en zayıf takımını rahat geçecektir. Açıkcası oran yüksekliğiyle şaşırtıyor fakat bu oranın Maccabi'nin grupta son şansı olduğu için maça yükleneceği tahmin edilerek verilmiş olduğunu düşünüyorum. Ne olursa olsun Stoke kalitesiyle bu maçı kazanacaktır.

572 - PSG - S. Bratislava : H1 (1.45)

Man. City'le beraber bu sezon parayla saadet olabileceğini gösteren PSG ilk maçta 9 kişi kaldığı maçta rakibini yenememişti fakat bu sefer durum farklı olacaktır. PSG kat kat üstün kadrosuyla gruptan çıkma adına pek de ümitli olmayan rakibini rahat geçecektir.

583 - Celtic - Rennes : KG Var (1.55)

Kaybedenin gruptan çıkma şansının azalacağı bir maç. Celtic kendi evinde olduğu için maça asılacaktır,fakat Rennes'te her maçta gol atabilecek potansiyele sahip bir takım ve gruptan çıkma şanslarının yüksek olabilmesi için gol bulmaları gerekecek. İki tarafında gol atma ihtimali yüksek maç. İlk tercih karşılıklı gol ama sistem kuponu yapacak arkadaşların 0'ı da denemelerini tavsiye ederim.

Toplam Oran : 6.13

02.11.2011 ÇARŞAMBA KUPONU

542: Leeds – Blackpool: üst (1,50)
İç sahada iyi top oynayan Leeds son iki haftadır puan kaybı yaşıyor. Bu maç bir adım önde gözükse de rakip geçen sene Premier Lig'den düşen Blackpool. İki takımda golcü takımlar. Öncelik 2.5 gol ve üzeri.


543: Ajax – Dinamo Zagreb : 1 (1,30)
Grupta 4 puanı bulunan Ajax, deplasmanda 2-0 yendiği maçı evinde rahat kazanır. Oran yükseltmek isteyenler handikaplı Ajax galibiyetini deneyebilir.


547: Lyon – Real Madrid : 2 (1.45)

Son lig maçında Sociedad deplasmanında tek golle kazanarak iddaacıları şaşırtan Real Madrid,bu maçta rakibinin de daha dişli olmasından dolayı golcü kimliğini daha ön plana çıkarır ve bu maçı kazanır.


550:Villareal- Man. City: 2 (1,45)

Man. City ligdeki performansını burada da devam ettirir ve bu sene bir türlü isteneni veremeyen istikrarsız Villareal'i yenerek Şampiyonlar Ligi'nde de yoluna devam eder.


Toplam Oran : 4.09

26 Ekim 2011 Çarşamba

Katilin Adı : Abdullah Yılmaz ve Yardımcı (!) Serdar Diyadin

Hem bu maçın,hem Süper Lig'in hem de Türk hakemliğinin katildir Abdullah Yılmaz ve Serdar Diyadin bu akşamki yönetimleriyle.Bir takımın emeği bu kadar kolay çalınmamalı.

Maçın içindeki pozisyonları,golleri konuşmaya gerek bile yok bu maçta. O gol kaçmasaydı,bu pozisyon ofsayttı demenin hiç bir anlamı yok. Hakem (!) tamamıyla maçın önüne geçerek bu yorumlarımızı içimize gömmemize sebep oldu zaten.

Servet'e gösterilen kırmızı kartın akılla mantıkla açıklanabilir bir yanı yok. Gerek tribünlerden,gerek futbolculardan ve hatta hatta maçı anlatan spikerin tepkisinden bile bunu anlamamız mümkün. Sabri ilk gördüğü sarı kartta yaptığı itirazın kat kat fazlasını kırmızı kart görmeden bir pozisyon önce yapıyor ama bir şey veremiyor hakem,faulle alakası olmayan pozisyonda ise Sabri haklı olarak çileden çıkıyor ve hırsıyla beraber verdiği tepkide kırmızı kartı görüyor. Gördüğü kart doğru fakat Sabri neden o derece sinirlenecek pozisyona geldi,onu sorgulamak lazım demem lazım ama sorgulamaya gerek yok galiba,her şey açık. Engin Baytar'ın 5. dakikada gördüğü kartta aslında maçın bu noktalara geleceği az çok belli gibiydi. Zaten maçın başlarında hakem de kendini kaybetti ve özellikle kırmızı kartlardan sonra Galatasaray aleyhine verilmesi gereken faulleri , kartları bile çalamaz oldu.

Serdar Diyadin'in adı yardımcı ama bugün hakemden çok Gaziantep'e ve Galatasaray'ın zirve yarışındaki rakiplerine yardımcı oldu. Abdullah Yılmaz da önümüzdeki bir kaç hafta içinde , değil Süper Lig'de,Bank Asya 1. Lig'de bile maç alırsa Ali Dürüst'ün "Talimatla çıktıklarına inanıyorum" açıklamalarına hak vermek zorunda kalacağız. Çünkü bu yönetimi gösteren bir hakemin bir kaç hafta değil sezon sonuna kadar maç alamaması lazım.

Hakemlerin bugünkü idaresinden sonra daha önceki iki yazımda bahsettiğim "Galatasaray aleyhine düdük çalma alışkanlığı" mevzusu da %100 haklılık noktasına doğru gidiyor gibi gözüküyor. Gerçi bugün bunu hakem 3'lüsü bu mevzuyu biraz abarttılar.

Keşke normal 11'e 11 bir maç olsaydı da Gaziantepspor o şekilde kazansaydı ve bugün hakemi değil de Muhammet , Cenk Tosun , Olcan konuşulsaydı televizyonlarda. Açıkçası bu maçtan sonra Beşiktaş - Fenerbahçe derbisinde de bir hakem komedisi yaşanılmasından korkuyorum.

İnşallah bundan sonra hakemler bu şekil yönetim göstermezler de , şike , Play - Off , deplasmana taraftar götürmeme gibi kararların futbolun önüne geçtiği bu lig biraz daha zevklenir ve biz de izlediğimiz maçlarda futbol adına daha fazla tatmin oluruz.

H. Furkan Ahi

25 Ekim 2011 Salı

Ünal Aysal Merak Edilenleri Lig Tv'de Yanıtladı (Video)


Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Ünal Aysal Lig Tv'de Futbol Gündemi programına konuk oldu ve her konuda merak edilenleri yanıtladı.


İşte Ünal Aysal'ın açıklamaları :

"Sorunlu bir camia içine girdiğimin farkındaydım. Bunun için şaşıranlar da oldu. Bunun için de gerekli zamanı ayırmayı hesaplamıştım. Vaktimin yüzde 80'inden fazlasını G.Saray'a harcıyorum. Çok şanslıyım, iyi bir ekibim var. Profesyonellerim iyi kendi şirketlerimde, ihtiyaç olduğunda beni arıyorlar." 

"BEN BİR VASITAYIM"
"Ben 3 bin oyu 2 oyla kaçırdım. G.Saraylılar'ın bir teveccühü bu. Beklentinin yüksek olduğunu hissettim. Gittikçe düşen kredinin ve heyecanın tekrar kazandırılması için bana görev verildi. G.Saray'ın kendi gücünün bunu telafi etmeye yeterli olduğunu göstermeye çalışıyorum. G.Saray'ın kendi enerjisi layık olduğu yere taşır. Ben burada bir vasıtayım."

"MÜJDELER VERECEĞİZ"
"Şu anda programımı biraz önden götürdüğümü söyleyebilirim. Benim özellikle ilk mali genel kurula kadar yapmak istediklerimin büyük kısmını başlattık, bir kısmı neticelendi bir kısmı devam ediyor. Mart'taki genel mali kurulda camiamıza önemli müjdeler verebiliriz."

BORÇ 27 MİLYON DOLAR AZALMIŞ
"Rakamsal olarak baktığımızda banka borçlarımız 150 milyon dolardan 120.7 milyon dolar kalmış. Yeni banka borcu almamışız, borçlanmamışız. İlk 5 aylık ödemeler kulüp giderlerini karşıladıktan sonra 50 milyon dolarlık bir masraf olmuş. Borçlanmadan karşılamışız. Süresi gelen borçlar 59 milyon dolardan 44 milyon dolara düşmüş. Genel borçlarımız 328 milyon dolardan 301 milyon dolara düşmüş. Ayrıca bunları yaparken yeni transferleri de yapmışız."

"MALİ KRİTERLERE UYUM TAMAM"
"Mart ayından sonra G.Saray UEFA kriterlerine hazır. Bugün bile hazır diyebilirim. Ama mali kongreden sonra o kriterlerin tamamını karşılamaya hazır olacağız."

TRANSFER DÖKÜMÜ
"12 yeni oyuncu transfer etmiş, 17 oyuncuyu göndermişiz. Basketbol için erkeklerde 7, kızlarda da 7 yeni oyuncu transfer etmişiz. Voleybolda 8 oyuncu transfer edip, 8 erkek 8 kadın 16 oyuncu almışız. Transfer bedelleri olarak sattıklarımızla aldıklarımız arasında 7 milyon euroluk bir fark var. 7 milyon ödeyerek futbolcuları almışız. Bütçeler olarak konuşursak. 2010-11'de bütçemiz 70 milyon dolarmış bu sene 62 milyon dolar olarak geri çektik."

"İYİLEŞTİRMELER YAPIYORUZ"
"Gelir kalemlerini geliştirmek kulübün istikbali için çok önemli. Finansal ve operasyonel gelirler olarak bunu ikiye ayırabiliriz. Stadın kullanımı iyileştirme, sponsor ilişkilerini en yüksek düzeyde sağlamak ve yararlı halde tutmak için yaptığımız çalışmalar, değişik cephelerde iyileştirmeler hedefledik ve yapıyoruz."

"CEO DEĞİL OMBUDSMAN"
"Fatih Terim'in CEO olacağı konusunda, yazıldığı şekilde bir projemiz yok. Fatih Terim G.Saray tarihinden gelen, G.Saray'a hayatını vermiş deneyimli bir insan. Ben de Fatih Terim'le çalıştığım için şanslıyım. Bu iş ilişkisinin uzun süre başarı bazında devam edeceğine inanıyorum, inanmak istiyorum. Fatih hocanın da kendi plan ve programları vardır. Benim içimden geçen bir tek şey şu: Fatih hoca G.Saray tarihine malolmuş bir insandır. Teknik direktörlüğü bıraktığında da G.Saray'da daha yukarıda yer almalıdır. Şu anda ben kendi görevim için kendimi yaşlı görüyorum. Fatih hocanın tecrübesini kullanacağı, G.Saray'a en yararlı olacağı pozisyonda kullanmayı söz ediyorum. Futbola daha yararlı olabileceği bir görev."

"İMANIM TAM, MAKİNA GİBİ OLURSAK..."
"Bu bir çok kimseye ters gelebilir. Yükü taşıyacak kadar mesuliyet isteyen herkese bu imkanı tanırım. Fatih hoca bunu yapıyorsa ve başarılı oluyorsa ona kapıyı açarım, daha fazlasını istiyorsa onu da veririm. Şu anki haliyle futbol takımında eksikler var ama bu takımla çok önemli işler yapacağız. Benim buna imanım tam. Çok kaliteli oyuncular var, onları bir arada oynatabilmek ayrı bir sorun. Makina gibi beraber oynadığımız vakit de önlerinde kimsenin duramayacağı çok açık."

"TRANSFER YAPACAĞIZ"
"Transfer için çok erken ama Fatih hoca benden şu anda böyle birşey istemedi, istemese de ben ondan isteyeceğim. Oturup bir görüşme yapacağız. Sezon başı fazla vaktimiz olmadı ama bu dönem önümüzde daha iyi değerlendirme yapacak bir süre var. En iyisini yapacağız."

"FATİH HOCAYLA İYİ BİR İLİŞKİ OLDU"
"Bu işin standartı teknik direktörün eksik gördüğü bölgelere uygun oyuncuları yönetime önermesi şeklindedir. Ama transferi yönetim yapar, teknik ekip yapmaz. Bizde de bu iş böyle olacaktır. Bundan önce de böyle oldu. Fatih hoca mümkün olduğu kadar ekonomik davranmak istedi. Fazla aceleci ve masraflı olmasın istiyordu, biz de öyle istiyorduk. İyi bir beraberlik oldu. Biz yeşil sahaya girmiyoruz, Fatih hoca da bizim sahamıza girmiyor. İyi bir işbirliği doğdu. Kimse kimsenin sahasına girmiyor."

"YÖNETİCİLERLE KIRGINLIK YOK"
"Burada eldiven giymeyeceğim çok açık konuşacağım. Bizim yönetim kurulumuz birbirine benzemeyen 16 kişiden oluşuyor. Herkes farklı branşlardan ve farklı yöntemlerden geliyor. Bir hizmet yarışı başladı, herkes en iyisini yapmaya çalışıyor. Biz de futbolcular gibi bir koordinasyon dönemi geçirdik. Aslında kavga dövüş olmadı, dargınlık da olmadı. Herkes birbiriyle konuşuyor, ediyor. Belki toplantılarda tatmin olmayan arkadaşlarımız oldu. Son derece sıcak şekilde devam ediyor."

"HİÇ İTİRAZ GÖRMEDİM"
"Benim yönetim anlayışım disiplinli, saat gibi işleyen, herkesin birbiyle yardımlaştığı ancak destek olurken önünü kesmeyen bir sistem. İnsiyatif kullanmayan bir başkan başkanlık yapamaz. G.Saray geleneklerinde bu görev verilmiştir. Ben yetkilerimi sonuna kadar kullanırım, yetki kullanmaktan kaçınmam. Ama herkesi dinler kararı veririm. Hiç bir zaman yönetim kurulundan itiraz görmedim. Arkadaşlar bana destek verdiler."

"ŞEFFAFLIKTAN KAÇAMAYIZ"
Bu çağı iyi anlamamız lazım. Hepimizde cep telefonu ve sanal bir sistem var. Şeffaf olmaktan başka bir seçeğimiz kalmamıştır. Şeffaf olmanın avantajını da kullanacağız. Madem ki kol kırılıp yen içinde kalamıyor, o kırık kolu en iyi şekilde tamir edeceğiz. Bugün ben bunu yapıyorum. Çünkü biz taraftar için varız, taraftar bizim için var değil. Taraftardan olaylar gizleyerek yönetemeyiz. İlerde bütün kulüpler bu noktaya gelecek."

"İYİ OYNAYAN KAZANSIN"
Derbi konusunda samimiyetle söylüyorum. Hangi takım iyi oynuyorsa kazansın. İkisi de bizim saydığımız rakiplerimiz. Her ikisiyle de oynamadık, oynayacağız. İyi oynayan kazansın. Bunu şablon olarak değil, gönülden söylüyorum."

DROGBA KONUSU
"Çok iyi bir oyuncu. G.Saray için de son derece faydalı olabilecek bir oyuncu. Ancak hocam bana şu anda önermedi. Ondan tavsiye bekliyoruz. Ama bana soruyorsanız. Drogba benim son alternatifim olur. Drogba hakkında benim aldığım lansmanlara baktığım vakit, bu takımın dengesine uyamaz. Maliyet olarak değil, karakter olarak uyamaz. Drogba'nın yapısı itici, yırtıcı, uyumsuz bir oyuncu yapısı. Böyle bir yıldız oyuncu olayın şeklini değiştirebilir. Böyledir demiyorum belki sonunda gidip Drogba'yı alıp getirebiliriz."

ARSHAVIN'İ Mİ TARİF ETTİ?
"İsimler konusunda o kadar şeffaf olamam, getiremeyebilirim. Taraftarımızı hayal kırıklığına uğratmak istemem. Ben görüşümü söylerim belki hocayı da ikna ederim ama hocadan görüş gelmesini beklerim. Benim aklımda İngiltere'de oynayan bir oyuncu tipi var. Yani iri yapılı, beyaz tenli, güçlü... Bu kadar söyleyeyim."

BAŞARININ 1. ETABI AVRUPA
"Bizim artık Türkiye liglerinin dışında ismimizi duyurabilecek hale gelmemiz lazım. Bunun birinci etabı Avrupa. Ne kadar çok kulübümüz oynarsa o kadar çok puan alırız. En büyük endişem kulüplerimizin yurt dışına çıkamama durumunda kalması. O yüzden de şike olaylarında mümkün olduğunca federasyona bu uyarılarla yaklaştık. Ama Türk sporuna ve federasyona bir zarar gelmesin, ona gelirse bize de gelir. Tahmin ediyorum bugün geç de olsa uyarılarımız algılandı."

"BİZİ YANLIŞ ANLADILAR"
"Başlangıçta bir fikir ayrılığı oldu. Yanlış algılamadan dolayı bizim diğer kulüplerimize karşı bir pozisyon aldığımız sanki durumdan istifade etmek istediğimiz düşüncesi doğdu. Belki daha açık olmalıydık. Yaptığımız uyarıların Türk futboluna yönelik olduğunu belki yeteri kadar anlatamadık. O gün o kaos içinde bu yeteri kadar anlaşılmadı. Ama bugün iyi bir uyum içindeyiz, diğer kulüpler. Benim işlerimin çokluğu nedeniyle başkan yardımcısı Kulüpler Birliği'nde bizi temsil ediyor."
        
"TARAFTARA GÜVENİYORUM"
"Mecidiyeköy'de 23 bin kişiyle oynuyorduk. 54 bin kişilik stadın tamamını doldurmak kolay değil. Taratfarımız bize güvendikçe, inandıkça, bu heyecanı paylaştıkça stat dolacaktır. Ben uzun süre full oynayacağımız dönemin yaklaştığını düşünüyorum. Taraftara güveniyorum."

"YENİ ZEMİN GELİYOR"
"Zemini malesef biz kontrol edemiyoruz. Değiştiriyoruz, tırlara yüklenmiş geliyor. Böyle bir zeminin maliyeti 300 bin Euro civarında. Her gün değiştirme gücü ve imkanı olmaz. Yeni bir stat, federasyon bütün maçları oraya yıktı. Biz maçlarımızı orada oynuyoruz. Konserler oldu. Özellikle bu tür faliyetler sahayı bozdu. Avrupa'da sahaya gazetecileri bile çıkartmıyorlar. Statlara ek gelir sağlamak lazım ama o geliri sağlarken getirisinden fazla götürüsü olmaması lazım. Biz 2 futbolcumuzu kaybettik. sakatlandı. Devam etsek daha fazlası da olabilirdi. Astarı yüzünü geçiyor.

HANGİ FUTBOLCU HEYECANLANDIRYOR?
"G.Saray'da beni en çok kim heyecanlıdırıyor, çok zor bir soru. Ancak şu anda G.Saray'da Melo bu tarife biraz uyar gibi. Ama şu anda herhangi bir yerden topa vururken beni çok heyecanlandıran bir oyuncu yok. İşte bunu bulmamız gerekiyor. Takımda eksiğimiz bu."

"İSTİKBALİMİZ GENÇLERDE"
"G.Saray'ın istikbalini gençlerde görüyoruz. Hem fiziklerinin hem beyinlerinin G.Saray'a göre model edilmesi, bu kalıba girmesi çok önemli. O sporcularla G.Saray'ın istikbalini hazırlayabiliriz. Yoksa dışarda hazırlanmış 30 yaşına gelmişi almak kolay. G.Saray'ı bir oyuncu fabrikası haline getirmeliyiz. Bizim kültürümüzde bu var."

IŞIN ÇELEBİ'NİN DİSİPLİNE SEVKİ
"G.Saray'da eşyanın tabiatı böyle. Basında camiayı rencide eden konuşmalar olursa biri gelip bunu disiplin kuruluna verebilir. Böyle bir şikayet de Türker Aslan'dan geldi. O imzayla geldi. Burada bizim durumumuz üstü bıyık altı sakal durumu. Bir tanesi eski yöneticimiz, eski başkanımız için de geldi. Biz onu orada kapattık. 'Bir başkan için böyle bir şeyle bize gelmeyin' dedik, kapattık. Işın Çelebi için de geldi, biz disipline sevketmedik. Bir yazı yazdık, "Arsasında değilim, maksadını aştı, yanlış anlaşılma var" deyin dedik. Herhalde bize yardımcı olacaktır."

"Olay İnan Kıraç olayı değil, camia buna reaksiyon gösterdi. Ankara'dan ters görülen bir zatın kendisini Ankara'ya gönderin şeklindeydi. Böyle bir şeyi ne G.Saray yapar ne Ankara bizden ister. Böyle bir şey G.Saray'ın şahsına olan hakarettir."

"Biz bir denetleme yaptırdık ama işi teslim aldığımızdaki rakamlar nedir diye tespit yaptırdık ve orada kaldık. Bu çok ivedilikle yapıldı. Zaten 2 ay sürer, 1.5 ayda bitirdi bu ekip. Araştırma uzun süreli bir araştırma 7-8 ay sürmesi lazım. Bir Sherlock Holmes hikayesi bu. Bazı farklılıklar gördük ama bunlar kasti değil. 2 ayrı firma araştırma yaparsa böyle küçük sapmalar olabilir."

"KENDİMİZİ DENETLİYORUZ"
"Genel bir odit yaptırıyoruz, kendimize yaptırıyoruz. Kendimizi denetletiyoruz. Kurumsal yapılaşmanın bir gereği olarak yapılıyor. Finansal ve kurumsal yapının kurulması gerektiğini söylemiştim. 3 sene sonra buradan ayrıldığımda bir sistem kurduysam bu bozulmadan devam etmeli. Bunu garantiye almak için yaptırıyorum.

Oldukça uzun ve beynelminel bir deneyimim var. Futbol yöneticisi olarak yeniyim. O yüzden yüzde yüz telaffut etmiyorum. Galatasaray camiası bir futbol yönetimi değil. En büyük holdinglerden biri ve onlardan biri. Bunun içinde her şey var. Aşk, macera, her şey var. Mali unsurlar var. İdari unsurlar var, spor var. Sporun 13 ayrı cinsi var. Tesisler var, gayrimenkuller var, bankalar var. Bütün bu sistemin başındasınız. O yüzden futbola 2 kişi veriyorsunuz. Yönetim kurulundan çok değerli 2 arkadaş Florya'yı götürüyor.

Şu anda teyit ettiğim, dünyanın en büyük kuruluşlarından bir tanesi bize bu sistemi kurmak için devreye girdi. 16 haftalık bir süre. Organizasyon şemasını çıkartıp, her görevde kim neyi yapacaksa bunun tarifi çıkacak. O görevleri yapabilecekler başına geçecek, yapamayan başka göreve getirilecek, hiç bir şey yapamıyorsa da teşekkür edilecek."

"GALATASARAY'A YENİDEN BİR ÖZGÜVEN VE GURUR DUYMA HAVASI GELDİ"
"Galatasaray camiası bu görevi yerine getirmem için seçti. Bun yaparsam süre sonunda talip olmam. Ama hala yapılacak şeyler var ve seçmenim devam et diyorsa o zaman düşünürüm. En önemli icraatım sizi şaşırtmak istemiyorum ama bu rakamlar, borçlar dışında ben kendimi bir konuda başarılı buluyorum. Taraftardan aldığım intibadan söylüyorum. Galatasaray'a yeniden bir özgüven ve gurur duyma havası geldi. Herhalde bunun köşesinden de olsa benim tesirim olmuştur diye düşünüyorum. Böyle düşünmek istiyorum."

"EN İYİ YÖNETİLEN DEPARTMAN BASKETBOL"
"Basketbol en iyi yönetilen departman. Çok iyi transferler yapıldı. Az önce bahsettim erkeklerde 8, kızlarda 7 oyuncu alındı. Futbolda olduğu gibi hepsi çok isabetli seçimler. Basketbol bu ivmeyi çok iyi yakaladı. Ben çocuklarımızın Eurolegaue'de başarılı olacağına inanıyorum."

"ÖNCELİĞİMİZ MARKA DEĞERİ"
"Büyük tabloya baktığınız vakit, dünya ekonomisi çok değişti. Evdeki hesaplar çarşıya uymuyor. Bizim elimizde bu işleri değiştirecek sihirli değnek yok. Mutfağımızdaki her şeye bakıp bunları çok iyi kullanmalıyız. Sözünüzü tutamıyorsanız güvenilir değilsiniz. Galatasaray'ın ismi ve marka değeri milyonlarca dolarla ölçülmez. Bu bizim önceliğimiz."

"CAMİAYA SÖZÜM VAR"
"Benim verdiğim bir söz var. Bizim Galatasaray'ın hisse senetleri hemen hemen İngiliz sistemi değidimiz, temettüden ziyade değer artışından alıcıların para kazanıp kaybettiği bir sistem. Eskiden öyle değildi. Galatasaray eskiden bütün geliri üzerinden temettü dağıtmak zorundaydı. Bugün gerçek anlamda bir piyasa şirketi haline geldi. Banka faizleri yüzde 9-10 biz hiç kredi almadık. Kredilerden de kurtulmamız lazım. Bunun da bir tek nedeni, hisse senetlerini geçici olarak paraya çevirip, kullanmak ve daha sonra bunu yeniden camiaya kazandırmak.

Benim kongrem bunu istiyorsa ben de görevimden ayrılmadan önce ne kadar hisse senedi verdiysem onları bulup geri alacağım."

"SERMAYEYİ ARTIRACAĞIZ"
"Galatasaray'ın sermayesi yetersiz bir sermaye. Bir sürü sebepten dolayı artırmalıyız. Hisse senedi satıyorsak bunu alışveriş için kullanmıyoruz. Borç ödemek için kullanıyoruz. Sermaye artışını önümüzdeki günlerde yapacağız. Biz sattığımız değerlerden ya da altından almayı düşünüyoruz. Biz bu parayı bankadan alsak yüzde 9 faiz ödeyecektik. Hisse senedini tekrar içeri koyacaksam daha düşük bir maliyetle kullanırsam başarılıyım. En sonunda bu hesapları yapacağız."

"ÖNCELİK AVRUPA KUPALARI"
"Şans faktörü var, bunu da düşünmek lazım. Ama Galatasaray'ın şampiyon olmaması için bir sebep görmüyorum. Önceliğim yurt dışına gidecek bir başarı yakalayabilmek. Bu bileti hangi pozisyonda alıyorsanız en azından onu hedeflemeniz lazım. Ama sadece şampiyonluğu hedefliyoruz."

"HER GÜN YENİ SÜRPRİZ"
"Ben 18 takımı da birbirini yenebilen takımlar olarak görüyorum. Hiç de şaşırmıyorum. Her gün yeni bir sürpriz çıkıyor. Orduspor, Galatasaray'la aynı puanda ve ikinciliği paylaşıyor. Buna alışmamız lazım, sevindirici şeyler. Futbolun ileriye gitmesi için lazım. Biz de daha çok çalışıp, kulübümüzü ileriye götürmemiz lazım."



"ARDA GALATASARAY'A DÖNECEK"

"Arda Turan'ın Atletico Madrid'deki en son maçında izledim, çok iyiydi. Bence Arda Atletico Madrid'den sonra Galatasaray'a dönecek. Sözleşmemizde mevcut.Türkiye'ye döndüğünde Galatasaray'da oynayabilir."


LİSELİ-LİSESİZ AYRIMI VAR MI?
"Liseden gelen var, dışarıdan gelen var. Benim için Galatasaraylı Galatasaraylıdır. G.Saraylılığı hisseden adam benim için Galatasaraylıdır. Bütün okul mezunlarının böyle şeyleri var. Ancak küresel bir takım olmak istiyorsak bu tür bağımlılıklardan kurtulmalıyız. Bu G.Saray'ı aşağıya çeker. Böyle bir şey olmaması lazım. Benim gözümde de yok. Ben peygamber değilim, sayı veremem ama maksimum başarı getirmek lazım. Bu soruyu Fatih hocaya sormanız lazım."


"BENDEN PARA BEKLEMESİNLER"
"İnan Kıraç'ın böyle bir beyanatını ben duymadım ama olmuş. Her halde İnan Bey o gün böyle bir şey ümit etmiş, düşünmüş olabilir ama benim bakışım Galatasaray'a balık tutup vermek değil, balık tutmayı öğretmekti. Eğer ihtiyaç olursa herkes cebine elini atar ama Galatasaray'ı iyi yönettiğiniz zaman buna ihtiyaç yok. 5 aylık rakamları verdim. Bunu 35 ay olarak hesaplarsanız görürsünüz nereye varacağını. Galatasaray'ın kanının donduğu noktada işe başladık. Katkı yapmamız gerekti. Ama bunu devam ettirmek başarı değil, başarısızlık olurdu. Şu anda kimse cebinden para koymuyor. Kendi imkanlarıyla dönüyor.


Galatasaraylılar benden para beklentisi içinde olmasın, para koymaya değil, bildiklerimi uygulamaya geldiğimi söyledim.


Çin atasözü var. Aynı yatakta iki ayrı rüya görülmez. Ben bilgi ve deneyimimle Galatasaray'a faydalı olacağımı söyledim ama bazı dostlarım böyle anladılar. Ancak şu anda gelinen noktada iki taraf da tatmin olmuş gibi görünüyor."


"TENİS VE HENTBOL BRANŞLARI AÇTIK"
"Ayrıca Galatasaray camiasına başka bir müjde daha vereyim. Kulübümüze hentbol ve tenis branşları açıyoruz. Bu branşlarda gençlerin önünü açmak, destek olmak istiyoruz."

Kaynak : www.herseyspor.com


23 Ekim 2011 Pazar

Mehmet Topal'dan Takdir Edilecek Hareket



Mehmet Topal Van'da yaşanan deprem sonrası hayatını kaybeden vatandaşlar ve şehit düşen askerler için Valencia'nın A. Bilbao'yla oynayacağı maç öncesi 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasını sağladı. Mestella Stadı'ndaki maç öncesi yapılan saygı duruşuna taraftarlar da duyarlı davranarak 1 dakika boyunca sessiz kaldılar. Valencia'lı futbolcular maçta kollarına siyah bant taktılar. Ayrıca A. Madrid'li temsilcimiz Arda Turan'da bir koluna A. madird'in eski futbolcusu Jose Hernandez'in vefatı için siyah bant takarken , diğer koluna da şehitlerimiz için siyah bant takarak çıktı.

22 Ekim 2011 Cumartesi

23.10.2011 Banko Kuponu


364 - Lecce - Milan : 2 (1.30)

Milan geçen hafta Palermo'yu 3-0 , son maçında da Bate Borisov'u 2-0'lık net skorla geçmeyi başardı.
Ligde evinde oynadığı Palermo maçıyla forma giren ve evinde oynadığı 4 maçta da mağlup olan Lecce deplasmanında zorlanmayacaklarını düşünüyorum. Sakatlarında takıma dahil olması Milan takımının önümüzdeki haftalarda galibiyet serisini yakalayabileceğini gösteriyor. Milan'ın galibiyeti bu maç için tercihim.

397 - Az Alkmaar - Roda : 1H (1.50)

Hafta içi birçok kişinin kuponunda olan maçların başında Alkmaar, A.Wien maçı geliyordu, maç kimsenin beklemediği bi şekilde ilk yarım saatte 2-0'a geldi. Buna rağmen iyi oynayan taraf Alkmaar'dı ve maçı 2-2 'ye getirebildi. Ligde ise Twente hariç hiç puan kaybetmeyen ve son hafta Ajax gibi ligin en güçlü deplasmanında 2-0 öne geçmesine rağmen koruyamayıp 2-2 ye getirmişti. Deplasman takımı Roda ise dışarda oynadığı 4 maçtan da mağlup ayrıldı ve bu maçlardan en az 3 fark yiyerek mağlup oldular. Bu maçın Alkmaar tarafından farklı kazanılacağına inanıyorum.

429 - Young Boys - Grasshoppers : 1H (1.75)

İsviçre liginde liderliğe oynayan Young Boys takımı bu hafta son sırada bulunan Graashoppers'la karşılaşıyor. Deplasmanda Servette maçı hariç puanı olmayan Grasshoppers diğer maçlarda da en az iki fark yiyerek en kötü deplasman karnesine sahip. Bunun aksine son 4 maçında galip gelmeyi bilen ve evinde iyi oynayan 
Young Boys'a verilen oran düşük olduğundan handikaplı oynamak mantıklı bir sonuç olacaktır.


460 - Atletico Madrid - Mallorca :1 (1.30)

Lige aslında iyi başlayan A.Madrid, Barcelona karşında alınan farklı yenilgiden sonra hücum hattında birçok yıldıza sahip olmasına rağmen sonuca gidemeyen bir takım halini aldı. Son 2 maçtır Arda ve Antonio Lopez'inde yokluğu etkili olmuş gözüküyor. En son Udinesse maçında da vasat bi oyun
sergilediler ve maçın sonlarına doğru da yedikleri 2 golle kaybettiler.Reyes'in günden güne düşen formu ve çoğu pozisyonda bencil oynaması takıma olumsuz etki yaptı. Bu maça mutlak galibiyet parolasıyla çıkacak olan A.Madrid evinde seyircisini mutlu edecek skorla ayrılacaktır. Oranı yükseltmek isyetenler A. Madrid'in handikaplı galibiyetlerini de deneyebilirler. 

TOPLAM ORAN : 4.43

Onur Çetiner

21 Ekim 2011 Cuma

Nerede Bursa maçı , Nerede Antalya Maçı..?

Geçen haftakinden çok farklı bir Galatasaray izledik bu maçta. Tamam Engin ve Kazım gibi ilk 11'in iki önemli oyuncusu yoktu ama bu kadar da etkilenmemeliydi takım bu eksiklerden. Fatih Terim'in Aydın tercihi de tam bir sürpriz oldu herkes için. Baros ve Elmander ikilisi de etkili hücumcular ama onlara servis yapan , top taşıyan olmadıktan sonra değil 2 , 4 forvetle de çıksan bi şey olacağı yok. Fatih Terim Aydın'ı sol tarafa koyarak arkasındaki Hakan Balta'yla beraber o kanattan bi şey beklemediğini gösterdi zaten,sağ tarafta da Sabri kapasitesinde oynayınca ; Eboue de ekstra bir iş yapmayınca kanatlarda etkisiz kaldı Galatasaray.

Antalyaspor geçen haftaki farklı mağlubiyetten sonra bu maça kesinlikle 3 puana değil de , yenilmemeye çıktığını oynadığı futbolla belli etti. Beşiktaş karşısında izlediğim Antalya'dan eser yoktu maçta. 90+2 de hakemin hediye ettiği bir serbest vuruş sonrasındaki organizasyon dışında Muslera sadece geri paslarda topla buluştu.

Hakem demişken , geçen yazımda da belirttiğim gibi Galatasaray aleyhine düdük çalma alışkanlığı devam ediyor. Ama Yunus Yıldırım bunu biraz abarttı. Antalya ceza sahasına inen her top düdükle durduruldu. İlk yarının ortalarında sağda Sabri , Solda Eboue'nin iki net faulünü es geçti hakem. Yunus Yıldırım'lı Galatasaray'ın 5 beraberlik , 2 mağlubiyet aldığını görünce bugünkü maçın skoru normal gözüküyo zaten. Sertliğe prim veren , kart çıkarmada cimri davranan hakemin bu tarzı en çok anti futbol görüntüsü sergileyen Antalya'nın işine yaradı.


Transferlerden Riera heralde bu kadar. Bundan kat kat fazlasını beklememek gerekiyor galiba ondan. Fatih Terim ona farklı rol biçmiş olabilir,sürekli ortalar ve etkili şutlar gibi ama galiba onunla olmayacak. Eboue de Arsenal gibi bi takımda 7 sene oynamasına rağmen taraftarın aklında "Yerinde bir transfer olmuş" dedirtemedi hala. Real Madrid maçında Sergio Ramos'a attığı çalım ve yaptığı asist şimdilik yeterli değil bu takım için.Sercan'ın da artık topuk pasları dışında ekstra katkı yapması lazım.

Antalya maçında her ne kadar olumsuz bir şey gibi gözükse de Galatasaray açısından sevindirici olan , sarı kartların oyuncuların hırsından dolayı gelmesi. Açıkcası Galatasaray taraftarı takımı için hakemle dalaşan oyuncuyu özlemişti. Ujfalusi özellikle bu konuda başı çekiyor ve Bursa maçından sonra bu maçta da orta sahadan koşarak itiraz edip kart gördü. Ama bu hareketlerin diğer oyuncuları da kazanmak için hırslandırması lazım.

Oyuncular birbirine alıştıkca takım da kazanmaya alışacaktır. Şimdilik taraftarın biraz sabretmesi lazım. Elmander röportajında "Arena'da taraftarla birlikte oynuyormuşuz gibi hissediyoruz" demişti. Fakat buna alışmasalar iyi olacak. Yoksa Galatasaray deplasmandaki bu görüntüsünü bozamaz ve ligin ilerleyen haftalarında sıkıntı yaratabilir.

H. Furkan Ahi

21.10.2011 Cuma Kuponu





Sistem Kuponu


115 - Antalyaspor - Galatasaray : 2 (1.70)

Galibiyet serisine devam etmek isteyen GS Antalya deplasmanına konuk oluyor,Mersine evinde yenildikten sonra 4 maçta sadece iç sahada Sivasspor'dan beraberlik çıkarabilen Antalyaspor formda olan Galatasaraya karşı puan alması zor görünüyor. Kazım ve Engin'in yokluğunda geniş kadroya sahip Galatasaray kazanır.

123 - De Graafschap - Breda : 0 (3.20)

Hollanda liginde tek galibiyeti bulunan Graafschap 6 puanla 16. sırada bulunuyor, evinde kaybetmemesi gereken bir maça çıkan Graafschap geçen hafta ligin zayıf takımlarından biri olan Excelsior'u 2-0 la geçen Breda evindeki galibiyetlerle ligde iyi durumda bulunuyor ama aynı performansı deplasmanda gösteremiyorlar,sistem kuponlarında beraberliğin ideal olacağını düşünüyorum.

133 - Augsburg - Werder Bremen : 0 (3.20)

Son iki haftadır mağlup olan Werder son maçında geçen senenin şamiyonu Dortmund'a 2-0 boyun eğdi, ligin yeni takımlarından Augsburg ise son haftaya kadar ligde galibiyeti bulunmuyordu,geçen hafta mainz deplasmanında süpriz sayılabilecek bi sonuçla 1-0 kazanmasını bildi bu morelle evinde kaybetmiyeceğini düşünüyorum ve sistem kuponunda 0 normal sonuç olabilir.

148 - Pacos Ferreira - Academica : 0 (2.90)

7 hafta sonunda 4 puanla 15. sırada bulunan Pacos tek galibiyetinide evinde Unioa Leiria' ya karşı aldı rakip takım ise ligde evinde aldığı galibiyetlerle iyi konumda bulunuyor son maçta evinde Porto'ya farklı mağlup olan Academica bu deplasmanda puan almak isteyecektir. Misli kuponlarda 0/2 mantıklı görünüyor yüksek oran isteyenler içinde beraberlik kuponlarda denenebilir.

SİSTEM 3-4 


MAKSİMUM KAZANÇ:129,14

19 Ekim 2011 Çarşamba

20.10.2010 Perşembe İddaa Banko Kuponu

BANKO KUPON


626 - Alkmaar - Austria Wien : 1 (1.20)


Bu maç için oynanabilecek bahis seçeneği çok ama en risksiz olanı 1. Az Alkmaar ligine çok iyi başladı,şu anda da çok formdalar. Avusturya ekibi de kendi liginde liderliği kovalıyor fakat bu maçta Alkmaar'ın rakibine puan kaptırma olasılığı çok az. Kuponlarda üst,karşılıklı gol ve hatta Alkmaar'ın handikaplı galibiyetide denenebilir.

637 - Athletic Bilbao - Salzburg : 1 (1.25)


Bilbao İspanya Ligi'nde nihayet iddaacıların yüzünü güldürdü ve geçen sene yakaladığı iç saha galibiyetlerine bu sezonda başladılar. Salzburg kendi liginde son iki deplasman maçını kaybetti ve kendi evinde de son maçta berabere kaldılar. Bilbao'nun ilk maçta PSG'yi bile bu sahada yendiğini düşünürsek bu maçı rahatlıkla alacağını söyleyebiliriz.

638 - Dinamo Kiev - Beşiktaş : 1 (1.60)


Geçen sene oynanan iki maçı da Kiev rahat kazanmıştı. Beşiktaş'ın şu an itibariyle geçen seneden daha iyi olmadığı kesin. Son hafta aldıkları kendi sahasındaki Kayseri mağlubiyet de morallerini bozdu. Ukrayna Ligi'nde 13 maçta yenilgi yüzü görmeyen Kiev bu maçı da kazanır ve grupta rakibine önemli bir avantaj sağlar.

645 - Standard Liege - Vorlskla Poltava : 1 (1.40)

Belçika Ligi'nde Anderlecht deplasmanında 5 yiyen Liege bu maçta moral bulur. Poltava grubun zayıf ekibi ve sonuncu bitirmeleri kesin gibi. Liege bu maç sonunda sürprize izin vermez ve rahat kazanır. Sistem kuponlarında Liege'in handikaplı galibiyeti de denenebilir.

646 - Stoke City - M. Tel Aviv : H1 (2.15)


İsrail takımının futbolunu Beşiktaş karşısında gördük ve açıkcası pek de parlak bi görüntü sergilemiyorlar. Evinde oynayan İngiliz ekibi gerçekten kötü futbol oynayan Maccabi'yi farklı geçer.

Toplam Oran : 7.22


Sistem ve Sürpriz Kuponlarını İddaa Köşesinde Bulabilirsiniz.


Bol Şans.


H. Furkan Ahi

İsteyince Oluyor (Galatasaray - Bursaspor)

Galatasaray maça bu sene alışık olduğumuz şekilde önde basarak,ayağa pas yaparak,çoğumuzun da dediği gibi son zamanların en iyi Galatasaray'ı olarak başladı. Sol tarafta artık alışık olduğumuz Hakan Balta hatalarından biri sonucunda Bursa'nın maçın başında kaçırdığı yan top pozisyonu dışında pozisyonu yoktu.

O zemine rağmen Engin Baytar'ın kendi çabasıyla (biraz da pas atacak adam bulamadığı için mecburiyetten) 2-3 kişinin arasından sıyrılarak içeri çıkardığı topa Elmander tam yerinde dokunarak Galatasaray'ın ilk yarıdaki emeklerini boşa çıkarmadı.

İkinci yarıda Sercan'ın (bana göre Ertuğrul Sağlam'a karşı hırsının kurbanı olarak) taca atmayı tercih etmeyip takımımı belki hızlı atağa çıkarırım düşüncesindeki gelişigüzel vuruşun talihsiz şekilde kornere gitmesi sanki o pozisyonun gol alacağının habercisiydi. Bu golle tribünde biz "Acaba?" demeye başlamıştık açıkçası.

Ama kafamızdaki tüm soru işaretlerini silen adam geldiği günden beri sahaya adım atar atmaz tribünleri ismiyle inleten bu seneki "Nöbetçi Golcümüz" Milan Baros" oldu. Tıpkı "Ümit-Hakan-Hasan-Necati-İlic"li zamanlardaki gibi paslaşmaları izlediğimiz posizyonda bitirici vuruşu "Kral Baros" yaptı ve 35.000 kişiyi birden sevinçten deliye döndürdü.

Eboue oyuna girdikten sonra ısrarla o tarafa dönmemelerinin , aksine günün en kötülerinden Riera'yla sürekli oynamaya çalışmalarını hala anlamış değilim.Engin Baytar yine çalışkanlığının bedelini yorularak ve sakatlanarak ödedi.

Bu takımda hala yediğimiz atakların çoğunun Hakan Balta'nın tarafından gelmesi tesadüf değil gibi duruyo.Galiba Fatih Terim'in mevkisini söylemek istemediği transferlerden birisi sol bektir,daha doğrusu olmalı.

Hüseyin Göçek'te klasik Galatasaray maçlarındaki hakemlerin rakip lehine çalınan düdüklerin çokluğu kuralını bozmamaya dikkat ederek,kendi açısından sıkıntı olmadan kapattı maçı. Spor programlarında verilmeyen penaltının üstünde durulma dakikalarına da bakarak burdaki haklılığımı görebiliyoruz galiba.

Bu blogtaki ilk yazımdı. Maçın yorumundan çok başlarda maçı anlattığımın ben de farkındayım. :) Daha sonraki yazılarda daha da güzellerinin geleceğinin sözünü veriyorum.

Okuyan herkese teşekkürler.

H. Furkan Ahi

Futbol ve İddaa Üstüne Her Şey Artık Burada

Bundan böyle iddaa oyunundaki kuponlarımızı ve Türkiye ve Ş. Ligi'ndeki maçlarla ilgili yorumlarımızı,analizlerimizi buradan sizinle paylaşacağız...